29 Mayıs 2014 Perşembe

Her (2013)

Theodore, geleceğin dünyasında mektup göndermek isteyen ancak bunu yapamayacak kadar tembel olan insanların siparişleri üzerine mektup yazarak hayatını hazanan yakışıklı mı yakışıklı, ıssız mı ıssız bir adamdır. Eşinden uzun zamandır ayrı yaşamaktadır ve boşanmak üzeredir. Bir gün iş çıkışında yepisyeni bir işletim sistemi görür, zaten inceden de teknoseksüel bir havası vardır, "Dur lan şunu bir alayım bakalım ne olacak" der.

İşletim sistemi buna dravdan bir iki sorar, Theodore cevaplayacak gibi olur ama işletim sistemi zaten bunu pek sallamaz, kısa bir girizgahın ardından işletim sisteminin içinden Samantha çıkmasın mı? Samantha sevecen mi sevecen, çalışkan, az biraz işgüzar ve son derece alengirli ses tonuna sahip dişi bir yapay zekadır. Theodore şen olur, mutluluktan denyolaşır ancak kısa zamanda görecektir ki, yapay da olsa, kadın kadındır ve kendine has dramatik yapısıyla gümbür gümbür gelmektedir.

Ete kemiğe ya da metale bürünmüş yapay zekayla kurulan ilişki sinemada bugüne kadar defalarca işlendi: Terminator, Alien, Blade Runner, bunlardan sadece bir kaçı... Ancak işletim sistemiyle böylesine derin bir ilişki kurmak? Spike Jonze, bu filmde işte bu kadar zor bir konuyu irdeliyor, mucizevi bir şekilde, şu anda günümüz insanına son derece uzak gelen bir ilişki türünü izleyicinin de empatisini kazanarak anlatıyor. Her'ün en  büyük başarısı burada yatıyor.

Filmde kullanılan mekanların tasarımına uçsuz bucaksız bir boşluk hissi hakim. Bu mekan tasarımını herhalde Arcade Fire'dan daha iyi tamamlayacak bir müzik grubu bulunamazdı. Theodore'un kıyafetleri ise başlı başına bir moda yazısına konu olabilecek nitelikte.

Filmde hemen dikkatimi çeken başka bir şey daha var: Samantha'yı Scarlett Johansson'un seslendirmesi. Johansson oyunculuğunu konuşturuyor, ona zaten lafım yok. Benim takıldığım yer Scarlett'in soyadı. Hemen aklım sinemada yapay zekaya can vermiş diğer oyuncuların soyadına gidiyor: Henrikssen (Aliens), Schwarzenegger (Terminator), Hauer (Blade Runner), Sarsgaard (Robot & Frank)... Siz de benim farkettiğimi farkettiniz mi? Konu yapay zeka oldu mu casting ajansları otomatikman Kuzey Avrupa kökenli oyunculara yöneliyor. Bu bir hakaret mi, yoksa sadece mükemmel bir eşleşme mi?

 "Her" kesinlikle modern bir fabl falan değil. Çünkü karga kardeş asla konuşmayacak ancak uzun zamandır öngörülen yapay zeka bir gün ortaya çıkacak. İşte o zaman, insanlar "ruh" denen şeyin tamamen kendi değer yargılarının bir ürünü olduğunu farkedip cansız nesnelerle de derin bağlar kurduğunda, "Her" gibi filmler, insanların geleceğin dünyasını ne kadar etkili bir şekilde görebildiğinin ispatı olarak sunulacak.

Şiddetle tavsiye ediyorum: 4/4