24 Haziran 2013 Pazartesi

Suburbs

Sometimes I can't believe it
I'm movin past the feeling
Sometimes I can't believe it
I'm movin past the feeling and into the night

22 Haziran 2013 Cumartesi

Şems - 21. Öğüt

Hepimiz farklı sıfatlarla sıfatlandırıldık. Şayet Allah herkesin tıpatıp aynı olmasını isteseydi, hiç şüphesiz öyle yapardı. Farklılıklara saygı göstermemek, kendi doğrularını başkalarına dayatmaya kalkmak, Hakk’ın mukaddes nizamına saygısızlık etmektir.

20 Haziran 2013 Perşembe

GANDOLFINI

Böyle mi olmalıydı?

Bir kuşak seni Sopranos'la tanıdı, biz seni hep bilirdik ama, o yeni yetme kuşaklara "lan dingiller, bende daha neler var" diyecek uzun yıllar vardı önünde. Yedin içtin gönlünce yaşadın, demek ki senin bataryalar buraya kadarmış. Bölüm finali çabuk oldu. Ama uydu senin tarzına, meseleyi fazla uzatmadın.

Ben seni en son Bigelow'un filminde gördüm ama, Killing Them Softly'yle hatırlamak isterim. Filmini karakterler üzerine kuran ve son derece gereksiz hikayeleri kurmacaya monte etmekten çekinmeyen o cesur yönetmenin "gereksiz" ama muhteşem bir karakteriydin. Alkoliktin orada da. Allah'ın işi işte.

Patricia'yı pata küte döverken ben oradaydım. Ne yalan söyleyeyim, çok sevinmiştim Patricia ayağına o şeyi sapladığında. Fena dövmüştün kızcağızı.

Robert Redford'a artistlik yaparken de ben oradaydım. Robert yıldız olmanın ekmeğini yerken, sen kötü adam olarak "Gando ve oyunculuk dersleri" adlı kitabını yazıyordun.

Sinemada babamın anlatıldığı ilk film olan "The Man Who Wasn't There" de, "lan İsmail, sen nasıl bir insansın, nasıl bir insan senin bu yaptığını yapar" derken de ben oradaydım.

Scarlett'in çocukluğunu gördün. Tarantino daha Tarantino olmamışken namının alıp yürümesinde ona yardımcı oluyordun. Hey gidi hey. Kaderin cilvesine bak. O filmde Brad'in çok ufak bir rolü vardı, yıllar sonra yine iki kaybeden olarak buldunuz birbirinizi.

Erken gittin baba. Ne şanslıyım ki, bütün kariyerine şahitlik ettim, True Romance'den beri bildik ki Gandolfini diye bir adam var. Deliksiz uykunda sen daha ne filmler çekersin. Toprağın bol olsun.


Mulgrew Miller

Erken gittin baba. Ne mutlu ki seni gitmeden gördüm, Ron ve Russell'la... Muhteşem bir konserdi. Yersin sen piyanoyu. Öpersin, okşarsın. Çok üzüldüm baba. Ben ne güzel senin yeni çıkardığın albümleri alacaktım daha. Para ayıracaktım onlara. Caz nedir sorusuna çok basit cevabım var benim. Caz Louis'dir, Bird'dir, Prez'dir, Hawk'dır, Miles'dır vs. Caz biraz da Mulgrew Miller'dır. Her stil vardı sende. Kenny'ye yakındın ama sen tabii ki başkaydın. Seni çok özleyeceğim. Allah rahmet eylesin. En fazla 50 yıla yanındayım fazla sürmez. Orada bol bol konuşuruz. THE SONG IS YOU.