27 Aralık 2011 Salı

İlham no:1

Yanlış hatırlamıyorsam bir tasavvuf kitabında şöyle bir metin okudum:

Allah vahiy yolunu kapatmıştır ama ilham yolunu açık bırakmıştır.

Ben aslında bana vahiy geldi diyecektim ama dini tartışma ya da saçmalamalara girmek istemediğimden (blasphemous rumours, anlayan anladı) ilham geldi diyorum. Bu söz daha önce söylenmiş olabilir, söyleyenden sanki ilk kez ben söylüyormuşum gibi yaptığım için özür diliyorum. Bu sözün kaynağı olan Sigourney Weaver'a tüm okurlarımın huzurunda teşekkür ediyorum.

Imperfection is a part of perfection.

Kusur, mükemmelliğin bir parçasıdır.

Ha bu arada, dün izlediğim Rise of the Planet of the Apes'ten, özellikle kadınlara kapak olsun:

Somethings are not meant to be changed.

Bazı şeylerin değiştirilmemesi gerekir.

22 Aralık 2011 Perşembe

Serbestçe Parça Çalışmak

Bunu Joe Lovano'nun videosunda duydum ilk olarak. Yavaş yavaş, metronom olmadan çalışmak... Armoniyi ve melodiyi içselleştirmek, titreşimleri vücudunda hissetmek... Bye Bye Blackbird'ü çekirdek akorlarla 12 tonda çaldım... Sonra melodiyi tüm pozisyonlarda ve 2 farklı tonda çaldım. Sonra değişimlerin üzerine serbestçe akor-melodi doğaçladım. İstediğim akorları uzattım, istediklerimi kısa çaldım...

Sonra yine Mick'in dünyasına girdim. Uçsuz bucaksız bir dünya. Zaten kitabında da belirttiği gibi, açık pozisyon bile çok büyük bir alt küme. Her şey var açık pozisyonda ve orası kendi başına küçük bir enstrüman.

Bu uçsuz bucaksız dünya beni bunalttı. Burada asıl olan doğru seçimleri yapmak. Örneğin Wes Montgomery ya da Grant Green. Müziği çok daha basit bir düzeyde algıladıklarına eminim.

Eğer açık pozisyonda tüm dizileri tüm tonlardan çalmak beni daha güzel çalmaya götürecekse tabii ki bunları çalışmakta fayda var ancak bunun öncelik olduğunu düşünmüyorum.

Serbestçe akor melodi doğaçlayabiliyorum.... Bunun aynısını tek nota çalarken de yapabilmenin yolunu araştırmalıyım. Oradaki eksikliklerim ne çalışmam gerektiğini ortaya çıkaracak.

Serbestçe çalmak güzel. Ama bir noktada da metronom şart. Metronom süreklilik demektir, düşünmeden çalarsın, bu da malzemeyi içselleştirdiğini gösterir.

20 Aralık 2011 Salı

Bmin7b5

Tüm drop2, drop3 ve drop 2&4 voicingleri çaldım. Her voicing'e denk gelen fingering'i gözümün önüne getirdim, daha sonra voicing'in en aşağıdaki notasından en yukarıdaki notasına diziyi inip çıktım. Bu çalışmanın sonunda, fingering-akor ilişkisini daha iyi görür oldum, fingering içerisinde min7b5'in kök notasını daha kolay tespit eder hale geldim. Yine de bu çalışmayı tüm tonlarda yapmam gerektiğine kanaat getirdim.

Gözlemler: Her parmak şeması (fingering) 7 (3+2+2) akor seslendirmesi (chord voicing) içeriyor. Aynı tel grubu üzerindeki her 4 seslendirmeden biri, 2 farklı parmak şeması tarafından paylaşılıyor.

Yeni ufuklar: Bu çalışma, pozisyonlar üzerine kurulu. Tek tel üzerinden yine dizi-akor ilişkisini ön plana çıkaran çalışmalar uydurulabilir.

27 Ağustos 2011 Cumartesi

Nestefanu vah vah ve kem kelime nukayyik,
Es safiri nes feyanu kukasine narnah.
Leh alma veyannu sevarih ellam,
El yamanu merfarah rubayir ve sellam.

Kurda eh no gayyi ve elmi ne tayyu si lem mi ahyar
Ne mayya zuhsenna vestarihi kayyum.
Kah kaline na farru uh me tannu deyyim
Karami nefahi gergariha annam.


Çeviri. Caz. Elliott Waves. Bahar. Dengeli beslenme. Tarkan. Tütün. Alkollü içecekler. Müzik. Güzel müzik. Eylem. Gitar. Tahta köprü. Yeni kulak. Askı. Ömür. Paris. Of. Paris ne şehir be. Fena şehir. Kül. iPhone. iPod. Sony. Bira. Lamba. Deviasyon. Karıştırma. Sonbahar. Alkollü içecekler. 22 Eylül. Don Kişot. İhtiyar ruh. Daha ihtiyar ruh. Hiyerarşi. Kenny Barron. Bop. Cizıs. Ali. Cengiz.

29 Mart 2011 Salı

Putlar

'Bir insanın hayatındaki en tehlikeli şey' diye başlayacaktım cümleme ama bu kipte konuşmayı bıraktım. Çünkü ben 'bir insanın' hayatı hakkında bir şey bilemem. Kendi hayatımı bilirim. Dolayısıyla her şeyi birinci tekil şahıs olarak anlatacağım.

Senelerce Berklee - Modern Method For Guitar çalıştım. Konumsal çalış uzmanı oldum, tüm arpejler, diziler, patternler vb. birçok şeyi konumsal olarak çaldım.

Sonra karşıma Mick Goodrick'in kitabı çıktı. O herşeyden önce, hatta açık pozisyondan bile önce, tek telde çalmaktan bahsediyordu. Berklee putunu ilk o kitapla kırmaya başladım. Ama bunun farkında değildim...

Senelerdir gitar üzerindeki ar-ge çalışmalarımı yürütüyorum. Etrafımdaki birçok insan beni grup kurup çalmadığım için eleştiriyor. Ama ben herkesin farklı bir yolu olduğunu düşünüyorum.

Bu ar-ge çalışmalarım son bir haftadır zirve noktasına ulaştı. Bu hem teknikle hem de doğaçlamaya yaklaşmakla ilgili birşey. Fikirler adeta zihnime akın ettiler. O kadar büyük bir akındı ki bu, artık unutmamak için yazmak zorunda kaldım.

Böyle bir dönemin içerisinde, Dennis Sandole'nin kitabıyla karşılaşmam bir tesadüf değil. Gitarla ilgili olarak, hiç bitmeyen ar-ge dönemimde sayısız şey keşfettim. Bunların çoğunu literatürde bulamadığım için uygulamadım. Ancak Sandole'nin kitabıyla bu değişti. O çok önemli birşeye cesaret etmiş: Benim literatürde bulamayıp uygulamadığım şeyleri literatür haline getirmiş!!! Adını da Gitar İlmi koymuş.

Artık kafamdaki Berklee putunun tamamen kırıldığını söyleyebilirim. Bunda tabii ki Berklee nin hiç bir hatası yok. Hata bende. Çünkü onu ben putlaştırdım. Ama asıl tehlike bu değilmiş meğer...

Asıl tehlike, onu putlaştırdığımın farkında olmamak! Bir puta taptığımın farkında olmamak... Şimdi bir ben var benden içeri... Şimdi yüreğimin sesini dinleme zamanı...

Artık literatür benim. Bu öyle güzel bir yolculuk ki, başka şeyleri farketmemi de sağlıyor... Artık kendime dönük başka bir algım var: Acaba kafamda putlaştırdığım ve putlaştırdığımın farkında bile olmadığım neler var?

İlim İlim Bilmektir


İlim ilim bilmektir
İlim kendin bilmektir
Sen kendini bilmez isen
Ya nice okumaktır

Okumaktan mânâ ne
Kişi Hakk'ı bilmektir
Çün okudun bilmez isen
Ha bir kuru emektir

Okudum bildim deme
Çok tâat kıldım deme
Eri Hak bilmez isen
Abes yere yelmektir

Dört kitabın manası
Bellidir bir elifde
Sen elifi bilmez isen
Bu nice okumaktır

Yunus Emre der hoca
Gerekse var bin hacca
Hepisinden eyice
Bir gönüle girmektir

12 Şubat 2011 Cumartesi

Ben aslında aradığın cool adam değilim

Ben filmdeki cool adam değilim. Aradığın cool adam zaten değilim. Bu arada sen niye cool adam arıyorsun? Korku filminde ilk ölecek adam hiç değilim. Ne olmadığım ortada. En bariz olanı şu: Ben içinde gram kötülük olmayan bir insanım. Biraz hırtım onu kabul ediyorum. Ne acayip. Ağ ortamında benim de bir mesajım var.