11 Ağustos 2014 Pazartesi

Munich (2005)

Ne rezalet bir filmsin Munich... Sadece rezalet olmakla kalmadın, gerçek hayatta ne İsa'ya ne Musa'ya yarandın. Yahudiler filmi boykot ettiler çünkü Filistin'e karşı nefret mesajları içermiyordu. Spielberg konuyu iki taraflı işleyince(!) iki yüzlü olmakla eleştirildi. Spielberg'in Schidler'in Listesi gibi bir başyapıtın yönetmeni olduğunu hemen unutuverdi arkadaşlar. Oysa ki Spielberg sadece kötü bir film çekmişti...

Bu film iyi bir suikast filmi mi? Hayır. Çünkü suikast sahnelerinin biri hariç hiçbirinde heyecan yaratılamıyor. Hiçbir sahnede şiddetin korkunçluğu verilemiyor. Böylesi oyuncu kadrosu ve bütçeye rağmen...

Bu film bir casusun iç hesaplaşmasını iyi yansıtıyor mu? Hayır. Ana karakterin casus arkadaşı bir yerde "Öyle bir adam tanıdım ki öldürülme korkusundan tuvaletinde yatıyordu" diyor ve filmin bir yerinde ana karakteri tuvalette yatarken görüyoruz. Bu mu lan? Bu kadar basit mi? Ana karakter her şeyden kıllanmaya başlıyor ama bu sahneler o kadar klişe ki Spielberg'in namına yakışmıyor.

Ana karakterimiz Eric Bana'nın performansına da bir parantez açmak isterim. Artık kötü casting mi desem, kötü oyunculuk mu desem, kötü oyuncu yönetimi mi desem? Sen kalk ekip kur, 11 zorlu hedefin olsun, her an ölüm riski yaşa, ve tüm bunları yaşarken yüzünde sürekli bitirme tezi stresi yaşayan çalışkan Harvard'lı öğrenci ifadesi olsun. Olmaz. Olamaz. Sevgili Eric, biraz Avrupalı meslektaşlarınızdan gerçekçi oyuculuk dersleri alın.

Bu film casusların ilişkilerini iyi yansıtıyor mu? Of... İşte bunu hiç yansıtamıyor. Hesapta arkadaşlarının hayatına çok değer veren ve onları kollayan bir lider var ama lider bu noktaya nasıl geldi, hangi duygusal bağlarla geldi bunun cevabını verecek bir deneyim yaşamıyorsunuz. Sırf adet yerini bulsun diye bir iki dravdan tartışma yaşanıyor falan... Bu tartışmaların son derece suni ve sırf matematiksel hesaplara dayanıyor.

Bu film İsrail ve Filistin arasındaki kan davasını iyi yansıtıyor mu? Son derece yüzeysel olarak tarihten bir kaç olay anlatılıyor hepsi bu.

Bu film İsrail ve Filistin arasındaki kan davasını iyi sorguluyor mu? Hani bak burada hakkını vereyim bir iki kıvılcım çakıyor. O da kıvılcım bak, öyle ciddi bir şey değil. Ana karakter karşı tarafın militanıyla yine kolej öğrencisi edalarında bir tartışma yaşıyor, tabii ki yüzeysel, suni ve matematiksel bir tartışma bu. Kıvılcım dememin sebebi, hiç olmazsa, körü körüne İsrail'i tutmuyor film, az biraz sezarın hakkını da veriyor. Az biraz...

Bu kadar sevdiğim bir genre... Sevdiğim bir yönetmen... Ve boşa harcanan saatlerim. Neyse. Spielberg'in ilk kötü filmi değil bu. Olmamış Steve. Sen bu genre yı hiç beceremedin. Carlos'u izle, Baader Meinhof Complex'i izle, biraz bu işler nasıl oluyormuş öğren.

Hiç yorum yok: