13 Ağustos 2013 Salı

90'lı yıllar

Yakında bu ekranda okuyacağınız "Swingers" adlı film beni feci şekilde 90'lı yıllara götürdü. 90'lı yıllar demek, 79 doğumlu biri için gençlik demek ve gençlik serbestlik demek. Serbest olmasaydım bir yılımı İTÜ'ye, bir yılımı da üniversite sınavına hazırlanmaya harcayıp, ölümüne Boğaziçi mottosuyla yola çıkabilir miydim? Çıkamazdım. Hayatımı bu denli kökten değiştirecek cesareti zaten bir daha hiç yakalayamadım. O enerji nasıl geldi, nasıl bu kadar cesur oldum zerre hatırlamıyorum. 

Lise günlerinde, anneannemin evinde, kuzenimle kanal D'de "Ucuz Roman" diye bir film seyrettim. O günden sonra hiçbir şey eskisi gibi olmadı. Oğuzhan'la ertesi gün Ucuz Roman'dan başka bir şey konuşmadık. Film bizi o kadar derinden etkilemişti ki, tüm künyeyi ezberlemiştik, ardından Tarantino'yu etkileyen isimleri araştırdık ve sinema tutkumuzda artık yeni bir ufkumuz vardı. 

O zamanlar internet pek yaygın değildi. Annem havaalanında çalıştığından internete erişimi vardı. Siparişim üzerine Ucuz Roman'ın senaryosunu indirdi, bastırdı ve eve getirdi. Defalarca ve saplantılı biçimde okudum. Ömrümde hiç bir yazılı metni böylesi bir konsantrasyonla okumamıştım.  

Bu ufku bugüne kadar hep gördük. Özellikle 90'larda kendi senaryolarımızı yazma girişimlerinde bulunduk. Deli gibi Tarantino'ya öykünüyorduk. Yalnız değildik. Bütün Amerikan sineması onun peşinden gidiyordu ve taklitleri bir bakışta eleyebiliyorduk. Tarantinesk diye bir kavram ortaya atılıyordu ve bu kavramın altında değerlendirilen filmlerin çoğu kötüydü. 

Sonrasında hayatım da bir bağımsız Amerikan filmi edasıyla ilerledi. Uzun süre Tarantino'nun Ucuz Roman'da oynadığı role büründüm. Ancak benim hemşiremin şakası yoktu ve maalesef Mr. Wolf'un telefon numarasını bilmiyordum... 




Hiç yorum yok: