13 Ağustos 2013 Salı

Cube (1997)

Bir firari, bir doktor, bir nihilist, bir otistik, bir polis ve bir matematikçi kendini içi tuzaklarla dolu çok odalı bir kübün içinde bulur ve bu kübün içinden çıkmak için matematiksel hesaplarla, birbiriyle ve çeşitli tuzaklarla boğuşmak zorundadır.

Kahramanların tanımlarından da anlaşılacağı gibi, çok fazla alt metine gebe, farklı okumalara açık bir kurmaca. Böylesi durumda şüphesiz film bir çok mesaj veriyor. Burada büyük bir tuzak var: Bu kadar alengirin içinde verilmek istenen mesajın kurmacanın akıcılığının önüne geçme durumu. Ancak Cube, izleyiciyi hiç sıkmadan akıcı bir dille ilerlerken yapacağınız tüm okumaları önünüze bir alt seçenek olarak sunuyor. Kısacası bu tuzağa düşmüyor.

Kahramanların önünde duran üç temel engel var: Tuzaklar, çıkış şifresi ve kişisel anlaşmazlıklar. Her engel kendi karakteriyle filmde etkin bir işlevsellikle kullanılıyor: Tuzaklar hemen hemen tüm filmlerde görebileceğimiz gerilim öğesini tetikliyor. Bu gerilim öğesi karakterlerin asabını bozuyor ve çok geçmeden şiddetli tartışmaları ortaya çıkarıyor. Tuzaklar ve tartışmalar zihin açıyor ve film, çoğunlukla matematikçi kızımızın kah doğru kah yanlış çözümlemeleriyle bizi bir sonraki bölüme taşıyor.

Yönetmenin filmin başından itibaren süre gelen bir ironi aşkı var: (Dikkat spoiler) Fiziksel olarak herkesten üstün nazi ruhlu zenci(!) polisin ölümü, fiziksel ve zihinsel olarak(!) herkesten zayıf olan otistiğin son anda ortaya çıkan matematiksel kabiliyeti ve kübün içinden çıkarmayı başaran tek kişi olması, herkese şefkatle ve koruyucu bir tavırla yaklaşan hizmetkar ruhlu doktorun son derece acımasızca ölüme terk edilmesi (öldürülmesi), hapisten kaçmakla meşhur olmuş bir firarinin grup içinde ilk ölen kişi olması vs...

Peki bu ironi aşkı nereden geliyor? Burada nihilist kahramanımız bize son sözüyle yardımcı oluyor. Kübün çıkışına geldiklerinde dışarıya çıkmayı reddediyor. Aslen reddettiği şey dışarıya çıkmak değil, "insanların sınırsız aptallığı"... Hayatın bir amacı yok, olaylar ilahi sebeplere dayanmıyor... Bu dünyada bir işin uzmanı, uzmanı olduğu iş tarafından öldürülebilir; korumak ve hizmet etmekle görevli olan polis saldırıp emirler yağdırabilir; en güçlü olan ölürken, en zayıf olan yaşayabilir vs. Sınırsız insan aptallığının hüküm sürdüğü ve sebep sonuç ilişkilerinin ilahi bir düzenle yönetilmediği bir dünyada ironi kaçınılmazdır.

Filmin zengin bir alt metin potansiyeli var. Yukarıda ilk aklıma gelen okumayı yaptım. Bir okuma kahramanların isimlerinden yola çıkabilir (hepsi hapishane ismi), bir okuma odaların renklerinden çıkabilir, bir çok farklı okuma ilişkilerden ortaya çıkabilir...

Cube'un en büyük başarısı size tüm bu okumaları yaptıracak kadar filmi sevdirmesi. Yönetmen kapalı ve yalın bir mekanda, bilim-kurgu ve gerilimi sürükleyici bir şekilde birleştiriyor.

3/4



Hiç yorum yok: