13 Ağustos 2013 Salı

In the Company of Men (1997)

Sevgilileri tarafından terkedilmiş 30'lu yaşlarda iki beyaz yakalı, 6 haftalık iş seyahatlerinde karşı cinsten intikam almak için bir plan yapar. Ancak bu plan, duyguların işin içine girmesiyle çok geçmeden bozulacaktır...

Küstah, alaycı, acımasız, geveze ve yakışıklı Chad, sevgilisinin kendisini terk etmesiyle küplere binmiştir. Kendi halinde ve işinde gücünde olan arkadaşı Howard'ın durumu da farklı değildir. İkisi birlikte 6 haftalık bir iş seyahatine çıkacaktır. Chad havaalanında kadınlar üzerine uzun bir tirad patlattıktan sonra ağzındaki baklayı çıkartır: Kadınlardan intikam almak istemektedir. Howard'a bir teklifte bulunur. Gittikleri yerde bir kurban seçecek, bu kurbanla aynı anda birlikte olacak sonra da onu yüzüstü bırakacaklardır. Chad bunun ileride birbirlerine anlatacakları "eğlenceli" bir hikaye olabileceğini düşünmektedir. Ümitsiz durumdaki Howard, arkadaşının teklifini çok düşünmeden kabul eder.

Chad yeni iş yerine varır varmaz güzel ancak sağır bir daktilocu olan Christine'i farkeder. Howard'la aynı anda Christine'le çıkmaya başlarlar. Uzun zamandır yalnız olan bu zavallı kız, mutluluktan uçmaktadır. Tabii ki kalbini Chad'e kaptırınca, plan tel tel dökülmeye başlar...

Erkeğin küstahlığını, kötülüğünü ve hayvanlığını gözler önüne seren bu filmin belki bütçesinden belki de yönetmenin savsaklığından kaynaklanan ilginç bir dili ve atmosferi var. 6 haftanın sonunda ne olacağına dair merakınız zaman zaman ölecek gibi olsa da daima diri tutuluyor ve yönetmen, dramatik ironiyi (izleyicinin bildiğini filmdeki karakterin bilmemesi durumunu) aktif bir kara film ögesi olarak kullanıyor: Masum Christine için endişeleniyorsunuz. Bu da filmi sürekli tedirgin ve karamsar bir ruh haliyle izlemenize yol açıyor.

In the Company of Men özürlü bir kadının kaderinin erkekler tuvaletindeki acımasız kahkahalarla yazıldığı sert ve şakası olmayan bir film.

2/4


Hiç yorum yok: