Mp3 geldi, mertlik bozuldu. Kesinlikle muhafazakar değilim ve teknolojiyi sonuna kadar destekliyorum. Ipod kullanıcısıyım. Ancak gerçek müzik mp3’ten dinlenmez. Internet radyosu için de geçerli bu. Gideceksin, parayı verip CD, plak veya kaset alacaksın. Müziğin güzelliği ancak öyle ortaya çıkıyor.
CD çekmecem, hafif hafif kabarmaya başladı. Kabaran görüntü çok hoşuma gidiyor. Her yeni CD eklediğimde ilgili bölümleri düzenliyorum. Oturuyorum teybin yanına, 1 saat boyunca müzik dinliyorum. Başka hiçbir iş yapmadan. Gazete okumuyorum, internette gezinmiyorum vs... Parçalara konsantre oluyorum. Preview’lar yapıyorum. Pek dinlemediğim bir albümü koyuyorum, o an hoşuma giderse dinliyorum, gitmezse bir diğerine geçiyorum. Bu preview’lar sayesinde çok şey keşfediyorum. Örneğin eskiden beğenmediğim bir albümün falanca parçası çok hoşuma gidebiliyor. Ya da, çok beğendiğim bir albümün pek dinlemediğim parçalarına konsantre oluyorum.
Geçenlerde bir yazı okumuştum. “Herşeyden daha fazla var ama daha azmış gibi yaşıyoruz” diyordu. Bu müzik için fazlasıyla geçerli. Kesinlikle pahalı bir zevk olduğunu düşünmüyorum. En pahalısından 3 CD alsanız 100YTL yapıyor. Aylık olarak bakıldığında günde 3 liraya denk geliyor. Parasını verince, o albüm sizin için daha kıymetli oluyor, böylece sadece o müziği icra edip oraya getirenler değil, siz de bir emek harcıyorsunuz.
Müzik dinlemek başlı başına bir iş. Konsantrasyon dağıldığında, müziği de kaçırıyorsunuz. Orada olmanız gerekiyor. Aksi takdirde müzik sizin için sadece bir duvar kağıdı fonksiyonu görüyor. O fonksiyonu görmesi kötü değil ama, siz sadece o düzeyde müzik dinliyorsanız, bu kötü bir müzik dinleyicisi olduğunuz anlamına gelir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder